| Çoban Bey Türbesi |
Umurbey Mahallesinde, kendi adıyla anılan sokakta yer alan türbe, Osmanlı İmparatorluğunun kurucularından Osman Bey’in oğlu Çoban Bey’e aittir
Yapım tarihini belirleyen yazıtı bulunmamaktadır
XIV
yüzyıl başlarında yapıldığı yazılı kaynaklarda belirtilmektedir
Yer yer moloz taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı yapı, 6
45 x 6
45metre iç ölçüsünde, kare planlı, üzeri basık bir kubbe ile örtülüdür
Beden duvarlarından kubbeye geçiş üçgenler aracılığı ile sağlanmıştır
Kubbe dıştan betonla kaplı ve iki sıra kirpi saçaklıdır
Yapının içi sıvasız olup bakımsız bir haldedir
Yer yer moloz taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı yapı, 6
45 x 6
45metre iç ölçüsünde, kare planlı, üzeri basık bir kubbe ile örtülüdür
Beden duvarlarından kubbeye geçiş üçgenler aracılığı ile sağlanmıştır
Kubbe dıştan betonla kaplı ve iki sıra kirpi saçaklıdır
Yapının içi sıvasız olup bakımsız bir haldedir
Giriş kapısı tuğladan yapılmış, sivri alınlıklıdır
Güney ve doğu yönündeki altlı üstlü ikişer pencere ile içerinin aydınlanması sağlanmıştır
Batıdaki pencereler ile kapı üstündeki pencere sonradan örülerek kapatılmıştır
DEVLET HATUN TÜRBESİ
Yeşil Külliyesinin altında, Meydancık Semtinde bulunmaktadır
Çelebi Sultan Mehmet tarafından annesi Germiyanoğlu Yakup Bey’in kızı Devlet Hatun için 816 H
(1414)yılında yaptırılmıştır
Sivri külahlı, içten kubbeli, yanları açık bir türbedir
Yapı dıştan dışa 5
75 x 5
75metre ölçüsündedir
Tamamı mermerden yapılmış, köşelerde gönye ayaklar üstüne, ortada ise silindirik sütunlara basan sekiz sivri kemere sahiptir
İçeride kırk sekiz dilimli helezoni kubbe, dıştan yüksek kasnağa oturan kurşunla kaplı bir külahı bulunmaktadır
Kubbe kasnağında baklava motifleri veren bir kuşak yer almaktadır
Yapı külahlı türbelerin Osmanlılar döneminde yapılan en son örneği olması nedeniyle önem taşımaktadır
EBE HATUN TÜRBESİ
Muradiye Cami hazır esinde yer alan, Fatih Sultan Mehmet’in ebesine ait türbede kitabe bulunmamaktadır

Yapı dıştan dışa 4
46 x 4
46metre boyutlarında, oldukça düzgün kare planlı, taş ve tuğla ile örülmüş ayakları birbirine bağlayan sivri kemerler üzerine oturan bir kubbeye sahip, yanları açık bir türbedir
Kemerlerin üzengi düzeyinin hemen alt kısmında ahşap gergiler yer almaktadır
İki sıra kirpi saçağa sahip kubbenin üzeri dıştan kurşunla kaplıdır
Yerden bir metre yükseklikte, mermerden Ebe Hatun’un sandukası bulunmaktadır
EBU İSHAK CAMİ ÖNÜNDEKİ TÜRBE
Ebu ishak cami önünde yer alan türbe, XV
yüzyıl da yaptırılmıştır
Dikdörtgen planlı, üzeri çatı ile örtülü olup moloz taşla inşa edilmiştir
Kuzey duvarında aslanağzı biçiminde bir çörteni bulunmaktadır
Türbedeki tek sanduka başucunda (Abdullah Mustafa) yazılıdır
Sandukanın yanları çini parçacıkları ile süslüdür
31-182-34EMİR SULTAN TÜRBESİ
Emir Sultan Semtinde, Emir Sultan Cami yanında bulunan türbede; Emir Sultan, oğlu Emir Ali, zevcesi Hundi Hatun ve iki kızı yatmaktadır
Emir Sultan Buhara’da doğmuş, kendisi Es-Seyyid Şemsüddin Mehmet bin Aliyyül Buhari olarak bilinir
Dönemin önemli bilginlerindendir
1391 yılında Bursa’ya gelmiş ve Yıldırım Bayezıd’ın kızı Hundi Hatun’la evlenmiştir
1429 yılında veba hastalığına yakalanarak vefat etmiştir
Türbenin orijinal yapısından bugüne pek bir şey kalmamıştır
Bugünkü türbe 1868 yılında Sultan Aziz tarafından yenilenmiştir
Sekizgen planlı yapının üzeri dıştan kurşunla kaplı bir kubbeyle örtülüdür
Türbe; avlu düzeyinden bir metre daha aşağıdadır
Giriş kapısı doğu yönündedir
Kapının bulunduğu doğu cephesi beden duvarları hariç diğer cephelerde yuvarlak kemerli, geniş birer pencere bulunmaktadır
GAZİ TİMUR TAŞ PAŞA TÜRBESİ
Çukur hamamın karşısındaki sekinin dibinde, birisi Gazi timurtaş Paşa’ya ait üç kabir bulunmaktadır
1949 yılında kabirleri içine alan yeni bir türbe yapılmıştır
GÜLÇİÇEK HATUN TÜRBESİ
I
Murat Hüdavendiğar’ın eşi Yıldırım Bayezıd’ın annesi Gülçiçek Hatun’a ait olan türbe, Altıparmak Semtinde, Sarıklı Değirmen Sokağında yer almaktadır
Padişah analarından kendi adına türbesi olan ilk kadındır
Kare planlı yapı, tek kubbeyle örtülüdür
Kabirlerin bulunduğu mekânın önünde, yanları kapalı revaklı bir bölüm yer almaktadır
Eskiden çatı ile örtülü revakın üzeri bugün yıkılmış durumdadır
Üç sıra tuğla, bir sıra kefeki taş dizisiyle örülmüş beden duvarlarının kalınlığı 0
85metredir
Cephelerin dış köşeleri kesme kefeki taşla örülmüştür
Beden duvarlarından kubbeye geçiş içeride üçgenler aracılığı ile sağlanmıştır
Kubbe; kesme taşla örülmüş sekizgen bir kasnağa oturtulmuştur
Giriş kapısı, tuğla işçiliği ile yapılmış, iç içe iki yuvarlak kemere ve mermer söveye sahiptir

Türbede Gül çiçek Hatun’dan başka kimliği bilinemeyen üç kişiye ait sandukalar bulunmaktadır

GÜLRUH SULTAN TÜRBESİ
Muradiye Cami haziresinin batı yönünde bulunan türbe, 1502 yılında vefat eden II
Bayezıd’ın karısı ve Alem şah’ın annesi Gülruh Sultan’a aittir
Kare planlı türbenin bir sıra kesme taş ve üç sıra tuğla dizilerinden yapılmış olan beden duvarları kirpi saçaklarla sonuçlanmaktadır
Mekânın üzerine sekizgen kasnağa oturan bir kubbe örtmektedir
Sivri kemerli girişi küçük bir eyvan biçimindedir
Kapı, basık kemerli, mermer söveli olup kav sarası beş sıra stalâktitlerle düzenlenmiştir
Giriş eyvanının sağ ve solunda mihrabiyeler bulunmaktadır
Beden duvarları üzerinde bulunan sekiz pencere, mermer söveli ve sivri kemer alınlıklıdır
Kubbe kasnağındaki dört pencere ise sivri kemerli, alçı şebekelidir
İçeride kubbeye geçişler stalâktitli tromplarla sağlanmıştır
Çok renkli kalem işi ile bezeli olan beden duvarları sonradan badanayla kapatılarak üzerine sade kalem işi tezyinat yapılmıştır
Kapı ve pencere kapakları yapıldığı döneme ait ahşap işçiliğinin güzel birer örnekleridir
İçeride Gülruh Sultan’dan başka kızı Kamer Sultan, Alem şah’ın oğlu Osman ve kızı Fatma’ya ait mermer sandukalar yer almaktadır

GÜLŞAH HATUN TÜRBESİ
Muradiye bloku içinde yer alan türbe XV
yüzyılda yaptırılmıştır
Türbe Fatih Sultan Mehmet’in eşlerinden, Şehzade Mustafa’nın annesi Gülşah Hatun’a aittir
Küçük eyvan görümündeki bir girişe sahip türbede ana hacim kare planlıdır
Kubbe içeriden baklava motifleri veren bir kuşağa, dıştan sekizgen kasnağa oturmaktadır
Duvar kalınlıkları 0
82 x 0
85metre arasında farklılık göstermektedirler
Beden duvarlarındaki sivri kemer alınlıklı, mermer söveli altı pencere ile kasnakta bulunan dört sivri kemerli, alçı şebekeli pencere içerinin aydınlanmasını sağlamıştır
Girişteki küçük eyvanın iki yanında mihrabiyeler bulunmaktadır
Kapı sövesi mermer olup üstüne tuğlarla dokuz dilimli bir taç işlenmiştir
Duvarları iki sıra tuğla, bir sıra taş ile örülmüştür
Alt silmede bir, kubbede iki sıra kirpi saçakla duvarlar sonuçlandırılmıştır
Türbenin içinde biri Gülşah Hatun’a, diğeri II
Bayezıd’ın oğlu Şehzade Ali’ye ait mermerden yapılmış iki sanduka yer almaktadır
HAMZA BEY TÜRBESİ
Hamza Bey Semtinde, Hamza Bey Camisinin güneybatısında XV
yy
yaptırılan türbe,Çelebi Sultan Mehmet’in Kumandanı, II
Murat’ın Veziri Hamza Bey’e aittir
İzmir’in Fatihi, İstanbul’un Fethinde, Rumeli orduları kumandanı olan Hamza Bey, Fatih Sultan Mehmet’in Romanya’ya yolladığı elçilik heyetinde bulunmuş, Kazıklı Voyvoda tarafından yirmibin civarındaki köylü ve arkadaşları ile birlikte 1461 yılında kazıklara geçirilmek suretiyle şehit edilmiştir
Naaşı Bursa’ya getirilip bu türbeye gömülmüştür
Kesme taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı yapı sekizgen bir alana sahip olup üzeri kubbe ile örtülüdür
Bir metre kalınlığındaki duvarları iki sıra kirpi saçak dizisi ile nihayetleşir
Dıştan kurşunla kaplı kubbe sekizgen bir kansak üzerine oturmaktadır
Türbeye giriş doğu yönünde küçük eyvanlı bir kapıdan sağlanmakta, eyvanın sağ ve solunda mihrabiyeler bulunmaktadır
Yapının beden duvarlarındaki sivri kemer alınlıklı, mermer söveli, demir parmaklıklı, altı pencere ile üstte dilimli çerçeveye sahip alçı şebekeli, renkli camlı sekiz pencere ile aydınlanması sağlanmıştır
HATİCE SULTAN TÜRBESİ
Kükürtlü Hamam’ın güneydoğusunda yer alan türbeyi II
Bayezıd’ın kızı,(Kara Mustafa Paşa’nın Hanımı)Hatice Sultan için Bursa Subaşısı Mehmed Bey yaptırmıştır
XVI
yüzyıl başlarında gerçekleştirilmiş olan kare planlı yapı,üçgen geçişli ve dıştan sekizgen kasnaklı kubbeye sahiptir
Eserin güneyindeki tonoz örtülü revaklı bölümle birlikte boyuna uzanan dikdörtgen bir plan oluşturmaktadır
Pencerelerin üst söve yüksekliğine kadar kesme kefeki taş ve mermer dizisi ile örülmüş duvarlar,tuğla-kesme taş dizisi ile son bulmaktadır
Kubbenin üzeri dıştan kurşunla kaplıdır
Kasnakta üç,batı ve doğu duvarında ikişer pencere mevcuttur
Revaklı bölümün yanları kapalı olup,dört mermer sütuna oturan,üç sivri kemere sahiptir
I
MURAD (HÜDAVENDİGAR)TÜRBESİÇekirge semtinde, I
Murat (Hüdavendigar) Camisinin kuzeybatısında bulunan türbe, Yıldırım Bayezıd tarafından 1389 yılında I
Kosova Savaşında şehit olan I
Murat (Hüdavendigar) için yaptırılmıştır
Ancak 1854 yılında deprem sonucu türbenin tamamının yıkıldığı, sonradan temelleri üzerine bugünkü türbenin yapıldığı yazılı kaynaklarda belirtilmektedir
Yapı, yaklaşık olarak 17
60 x 17
60 metre boyutlarında olan kare bir plana sahiptir
Ortada sekiz sütunun taşıdığı kemerlere oturan sekizgen kasnaklı kubbeli bölümün etrafını üstü tonoz örtülü bölüm çevirmektedir
Sütun başlıkları alçıdan kenger yaprakları ile süslenmiştir
Kuzey cephesi dıştan üç payanda ile desteklenen yapıyı, yuvarlak kemerli dokuz pencere aydınlatmaktadır
Dış cepheler sıva ve badanalıdır
Türbenin tam ortasında pirinç parmaklıklar içinde büyük sanduka, I
Murat’a aittir
Diğer sandukalar ise oğlu Yakup Çelebi, Torunu Süleyman Çelebi ve onun oğlu Orhan’a Yıldırım Bayezıd’ın oğlu Musa Çelebi ve Şehzade Mehmet’e aittir
Diğer ikisinin kime ait olduğu bilinmemektedir
II
MURAD VE ALAADDİN TÜRBELERİMuradiye türbelerinin bulunduğu bahçede, girişin karşısında yer alan türbe, kapısı üzerindeki kitabede belirttiği gibi II
Sultan Murat’ın 855 H
(1451) yılında ölümü üzerine vasiyetine uygun olarak oğlu Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır
Türbe 13
45 x 13
45 metre iç ölçüsünde kare planlıdır
Orta bölüm dört ayak ve dört sütunun tuttuğu kasnak üzerine oturtulmuş, bir kubbe ve bu kubbeyi çevreleyen tonozlu bir galeriden oluşmaktadır
Sütunlar Bizans başlıklıdır
Orta kubbe dışta sekizgen bir kasnağa oturmakta olup, üzeri kurşun kaplıdır
İçeride kubbeye geçişler tromplar aracılığı ile sağlanmıştır
Sultan Murat’ın tek başına yattığı türbenin içinde hiçbir tezyinat yoktur
Vasiyeti üzerine kubbe de kilit taşı yerine, daire biçimli bir açıklık bırakılmıştır
Mezarın üzeri toprakla kapalı, örtüsüz basit bir şekilde bırakılmıştır
Ahşap işçiliğinin güzel örneklerinden olan kapı kanatları, mermerden yapılmış, küçük bir eyvan ve kemer içersindedir
Türbenin en önemli noktası kapı önündeki ahşap saçağıdır
Renkli süsleme bakımından fevkalade güzel bir eserdir
Stalaktitler, on iki köşeli yıldızlar ve yaldızlı çivi başları ile bezenmiştir
MÜKRİME HATUN TÜRBESİ
Muradiye türbelerin bulunduğu bahçenin güneybatısında yer alan türbe, 1515 yılında yapılmıştır
Kare planlı türbe taş ve tuğla dizileri ile örülmüştür
Duvarlardan kubbeye geçiş, içinde tromplarla, dıştan sekizgen kasnakla sağlanmıştır
Doğudaki giriş, kesme taştan yapılmış eyvan şeklindedir
Eyvanın sağ ve solunda mihrabiyeler yer almaktadır
Kapı kav sarasındaki stalkatitler dökülmüştür
Beden duvarlarında, sivri kemer alınlıklı, taş söveli, geçmeli demir parmaklıklı ikişerden sekiz, kasnakta ise sivri kemerli, alçı şebekeli dört olmak üzere toplam oniki pencere yapıyı aydınlatmaktadır

Mihrap nişi, üç sıraya düzenlenmiş stalaktitlerden oluşmaktadır
Duvarlar ve kubbe içeride, içeride çok renkli kalem işçiliği ile arabesk, geometrik desenler ve ayetler bezeli iken sonradan üzeri badana ile kapatılmıştır
OKÇU BABA TÜRBESİ
Hisar kapısı yanındaki türbe XIV
yüzyıl da yaptırılmıştır
Kesme taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı türbe 3
45 x 3
45 metre iç ölçüsünde, üzeri içeriden kubbe, dıştan çatı ile örtülüdür
Duvar kalınlıkları yaklaşık olarak 0
50 metredir
Beden duvarlarından kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır
Kubbenin tam ortası bitkisel motifli kalem işçiliği ile bezenmiştir
Girişi, kuzey yönündeki 0
90 x 1
10 metre ölçüsünde tuğladan örülmüş, yuvarlak kemerli bir çıkıntı ile sağlanan yapıyı üç tane demir parmaklı, dikdörtgen çerçeveli pencere aydınlatmaktadır
İçinde Bursa’nın fethinde hizmet etmiş Nasrettin Paşa veya Nusret Paşa’ya ait tek kabir bulunmaktadır

ORHAN GAZİ TÜRBESİ
Hisarda, Tophane parkının girişinin sağında bulunan türbe, Osman Gazi’nin Oğlu Bursa Fatihi Orhan Gazi’ye aittir
Bugün yer yer zemin mozaikleri kalmış bulunan, Bizans Kilisesi kalıntısı üzerine yapımıştır
1854 depreminde yıkılan türbe 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmıştır
Dışarıdan her bir kenarı 16
80metre uzunluğunda olup, yapının duvar kalınlığı 1
30 metredir
Giriş güney cepheden sağlanır
Türbenin içinde Tanzimat Uslubundaki başlıklara sahip, boyalı dört kalın sütunun taşıdığı yuvarlağa yakın sivri kemerlerin üzerine oturan kubbe ile örtülü orta bölümün etrafı beşik tonoz örtülü bir bölümle çevrilmiştir
Bu yöntemi I
Murad ve II
Murat türbelerinde de görmekteyiz
Yapının içi beyaz kireç ile boyanmış, süslemeleri oldukça sade yapılmıştır
Türbenin ortasında etrafı dökme pirinç parmaklıklarla çevrili Orhan Gazi’nin görkemli sandukası vardır
Ayrıca Orhan Gazi’nin Hanımı Nilüfer Hatun, Oğlu Kasım Çelebi, Kızı Fatma Sultan, Cem Sultan’ın Oğlu Abdullah, II
Bayezıd’ın Oğlu Korkut, Yıldırım’ın Oğlu Musa Çelebi ve isimleri bilinmeyen ondört kişinin sandukaları yer almaktadır
OSMAN GAZİ TÜRBESİ
Tophane semtinde, parkın girişinin solunda yer alan türbe, ilk defa Osman Gazi’nin Gümüşlü kümbete gömülmesi için yaptığı vasiyeti üzerine, oğlu Orhan Gazi tarafından Bizans Manastırı değiştirilerek yapılmıştır
1801 yılındaki büyük yangında hasar gören yapı, 1854 yılındaki deprem sonucunda tamamen yıkılmıştır
Bugünkü türbenin yeniden 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır
Türbe kesme kefeki taş ile yapılmıştır
Duvar kalınlığı 1
20metre olup sekizgen planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür
Kasnağı sekizgen olan kubbe, dıştan kurşunla kaplanmıştır
Poligonsal gövdeli sandukanın bulunduğu yere 4
10 x 5
08metre boyutlarında, üzeri aynalı tonoz örtülü bölümden geçilir
Giriş cephesi dışında türbenin her yanında birer yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır

Türbenin ortasında Osman Gazi’nin her yanı sedef kakmalı parmaklıklarla çevrili sandukanın üzeri sırma işlemeli kadife ile örtülüdür
Sandukanın solunda Oğlu Alaaddin Bey, Alaaddin Bey’in yanında Murat Hüdavendiğar’ın oğlu İbrahim Bey, Orhan Gazi’nin Hanımı Aspurca Hatun ile kimlere ait oldukları bilinmeyenlerle birlikte on yedi sanduka yer almaktadır
SARAYLILAR (CARİYELER)TÜRBESİ
Muradiye camisinin güneydoğusunda bulunan türbenin ne zaman yapıldığına dair herhangi bir yazıtı bulunmamaktadır
Ancak eserin mimari tarzı XV
yüzyılda yapıldığı intibaını vermektedir
Yapımında taş tuğla malzeme bir arada kullanılmıştır
Birbirine sivri kemerler bağlanmış, sekiz ayağın taşıdığı kare alanın üstüne betonla kaplı sivri bir külah örtmektedir
Etrafı tuğla testere dişi ile çevrili kemerler, üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş dizisiyle örülmüştür
Yerden 1
00 metre yükseklikte kare tuğla ile kaplanmış zemin üzerinde, kime ait olduğu bilinmeyen iki sanduka yer almaktadır
SELİM ZADE TÜRBESİ
Selim zade Mahallesinde, aynı adlı caminin önünde, moloz taştan yapılmış mimari bir özelliği bulunmayan türbe 1611 yılında ölen müderris Selim zade Mehmet Efendi’ye aittir

İçinde kitabesiz beş kabir bulunmaktadır
1950 yılından sonra yeniden yapılmıştır
ŞEHZADE MAHMUD TÜRBESİ
Muradiye bloğu içinde bulunan türbe, 1506 yılında II
Bayezıd’ın oğlu Şehzade Mahmut için annesi Bülbül Hatun tarafından, Mimar Yakup’a yaptırılmıştır
Şehzade Mahmut’ tan başka oğlu Şehzade Musa, Orhan, Emir ve Mahmut’un annesi Bülbül Hatun’ un mermerden yapılmış sandukaları bulunmaktadır
Kesme taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı sekizgen planlı türbe; iki sıra kirpi saçaklı, dışardan kurşunla kaplı bir kubbe ile örtülüdür
Yapının kuzeybatıya rastlayan yüzüne dört mermer ayağı birleştiren Bursa tipi kemerli giriş mekânı yerleştirilmiştir
Giriş kapısı dıştan basık, içten Bursa tipi kemerle çevrilidir
Duvarlar içeride pencere üstüne kadar, üzerinde altın yaldızlı, baskı tekniği ile yapılmış motifler bulunan lacivert ve turkuvaz renkli altıgen çinilerle kaplıdır
Etrafını ise beyaz, lacivert turkuvaz renkte çiçek motifli bordür çevirmektedir
Duvarların üst kısmı ve kubbe çok renkli kalem işçiliği ile bezenmiştir
Mihrabı dört sıra stalaktitli, kapı ve pencere kapakları orijinal olup ahşap işçiliği ilginçtir
kadılarından olan Molla Şemsüddin Mehmet Fenari’nin kabri aynı adla anılan caminin kapısı yanında bahçe içindedir
Ölümünde dikilen mezar taşı kaybolmuştur, yerine yeni mezar taşı yapılmıştır
1351 yılında Horasanda doğmuş, ünlü bilginlerden ders almış, öğrenimini tamamladıktan sonra Bursa’ya gelip yerleşmiştir
Yıldırım Beyazıt ve Çelebi Sultan Mehmet döneminde fizik, matematik ve diğer ilim dalları ile ilgilenmiştir
Bahçede ayrıca Molla Fenarı’nin oğul ve kızlarının mezar taşlarıda bulunmaktadır

HACI İVAZ PAŞA TÜRBESİ
Bursa merkez Osmangazi İlçesi, Pınarbaşı Semti, İvazpaşa Sokağı’nda, sekiz taş ayağa oturan açık türbe
Türbe içinde, ünlü mimar ve devlet adamı Hacı İvaz Paşa ile oğlunun mezarları bulunmaktadır
Eskiden iki mezar yan yana ve açıkta iken, sonradan yaptırılan açık türbe altında birleştirilmiştir
Hacı İvaz Paşa’nın mezar taşı, zengin rümilerle işlenmiş olup dört satırlık yazısı vardır
“ İnsan türünün özü, bereketler babası, iyilikler kaynağı İvaz oğlu büyük vezir Ahi Bayezıt oğlu İvaz Paşa (makamları güzel) dokuz zilkada sene (1429)”
KARA MUSTAFA PAŞA TÜRBESİ
Hamza Bey Semtinde, Hamza Bey Cami bahçesinde kuzey yönünde yer alan türbe, II
Bayezıd’ın kızı Hatice Sultan’ın eşi Kara Mustafa Paşa’ya aittir
Kara Mustafa Paşa; Sultan Cem olayında taraf tutmak suçu ile 1483 yılında idam edilmiştir
Kara Mustafa Paşa 1477 tarihli vakfiyesinde; Pazarcık’taki imareti ve Bursa’daki türbesi için İstanbul’a Molla Hüsrev Mahallesi’ndeki hamamı, Mahmut Paşa Mahallesi’ndeki evleri, İnegöl’de Karaca Değirmeni, Doğanca Pazarında iki değirmenli bina gibi br çok yapının gelirini bıraktığına değinmektedir

Kesme taş ve tuğlanın bir arada kullanıldığı, dıştan dışa 9,88 x 9,88 metre boyutlarındaki kare planlı türbenin beden duvarları saçakla sonuçlandırılmıştır
Yapının üzerine içeriden üçgenlerle geçişin sağlandığı, sekizgen kasnağa sahip bir kubbe örtmektedir
ŞEHZADE MUSTAFA (MUSTAFA CEDİD)TÜRBESİ
Muradiye’de II
Murat ve Alaattin türbesinin güneybatısında bulunan türbenin, Kanunu Sultan Süleyman’ın Konya Ovasında boğdurduğu Oğlu Mustafa için Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırıldığı kapı üzerindeki mermerden 0
15 x 0
30 metre boyutlarındaki iki satırlık kitabeden öğreniyoruz
Taş ve tuğla malzemenin bir arada kullanıldığı sekizgen gövdeli yapı, sekizgen kasnağa oturan, dıştan kurşunla kaplı bir kubbe ile örtülüdür
Giriş kapısı mermer sövelidir
İçeride beden duvarları 3
00 metre yükseklikte, beyaz zemin üzerine karanfil ve zambak motifleri ile bezenmiş XVI
yy
en nefis dört köşe çinileri ile kaplıdır
Bu kaplama yüzey kıvrık dallardan oluşmuş bir şeritle çevrilmiştir
Tabanı kare tuğlalarla döşelidir
ŞEHZADE SULTAN MUSTAFA VE SULTAN CEM TÜRBESİ
Bursa’da Muradiye’de II
Murat’ın gömülü bulunduğu türbenin bahçesindeki onbir türbeden bir tanesi Fatih’in oğullarına aittir
Şimdiye kadar ayrı ayrı türbelerde sanılan Mustafa ve Cem bir arada gömülüdür
Fatih’in büyük oğlu Şehzade Mustafa Konya civarındaki kalelerin fethinden dönerken 1474 yılında Niğde’nin Bor Kazası civarında ölünce, Bursa’ya getirilerek önce amcası Alaattin Beyin türbesine, sonra 1479 yılında yapılan kendi türbesine gömülmüştür
Türbeye daha sonra sıra ile Fatih’in oğullarından Sultan Abdullah, Sultan Cem 1499 ve Alem Şah gömülmüştür
XV
yüzyıl özelliklerini taşımakta olan türbe bir sıra taş, bir sıra tuğla dizisi ile örülmüş, altıgen planlı olup, altıgen bir kasnağa oturan dıştan kurşunla kaplı tek kubbe ile örtülmüştür
Giriş revakının her tarafı som mermerden olup, yanlarında Bursa tipi kemerli pencereler yer almaktadır
Tavanı mermer levhalarla örtülü, saçağı sonradan yapılmıştır
Türbeye mermer söveli bir kapıdan girilir
ŞİRİN HATUN TÜRBESİ
Muradiye Camisinin yanındaki bahçede bulunan türbe II
Bayezıd’ın hanımı Şehzade Abdullah’ın annesi Şirin Hatun’a aittir
XV
yy
sonunda gerçekleştirilen yapı Gülruh Sultan ve Mükrime Hatun’un türbelerinin benzeridir
Kare plana sahip olup tek kubbeli bir yapıdır
Tuğla ve taşla inşa edilmiş beden duvarları kirpi saçakla son bulmaktadır
Yapının üzerine sekizgen kasnağa oturan kubbe örtmektedir
Kubbeye geçiş; içeride stalaktitli tromplarla sağlanmıştır
Giriş bölümünün stalaktitleri dökülmüştür
Yanlarda birer mihrapçığa sahip, küçük eyvanlıdır
Türbeye basık kemerli, mermer söveli kapıdan girilir
Kasnakta dört sivri kemerli, alçı şebekeli, renkli camlı pencere mevcuttur
Beden duvarlarında ise her cephede sivri kemer alımlıklı, mermer söveli ikişer pencere yer almaktadır
Kapı ve pencere kanatları ahşap olup orijinaldir
Yapının içi çok renkli kalem işi ile süslü iken sonradan beyaz badana ile kapatılıp basit kalem işleri ile bezenmiştir
Bugün orijinal kalem işlerinin üstündeki badana temizlenerek eski görünümüne kavuşturulmaya çalışılmıştır
Zemin altıgen tuğlalarla döşenmiş, mihrabı altı sıra stalaktitlidir
ÜFTADE TÜRBESİ
Üftade Camisinin karşısında yer alan türbede; 1589 yılında vefat eden Üftade, oğulları Mustafa, Mehmet, Hay reddin, Ahmet’e ait sandukalar ile dokuz ahşap kabir bulunmaktadır
Kare planlı olup, eskiden üstü ahşap iken onarım sırasında duvarları sıvanmış, badanalanmış, yapı aslından uzaklaştırılmıştır
ÜÇ KUZULAR TÜRBESİ
Üç Kuzular Camisinin yanında, eğimli bir araziye oturtulmuştur
Moloz taştan inşa edilmiş ve üzeri çatı ile kapatılmıştır
Güney duvarı üzerinde, küçük boy talik harflerle yazılmış, 0
60 x 1
20 metre boyutlarında kitabesi vardır
Nuri Paşa’nın Hazinedarı Mustafa Ağa tarafından 1819 yılında onarıldığını öğreniyoruz
Türbede yedi sanduka vardır, bunların üçü buhara’dan gelen safiyüddin, Açık baş Mehmet ve Ali’ye aittir
YILDIRIM BAYEZID TÜRBESİ
1402 yılında vefat eden Yıldırım Bayezıd önce Akşehir’de Şeyh Mahmut Hayrani Türbesine, sonradan Bursa’ya getirilerek, bu türbeye gömülmüştür

Genel olarak dikdörtgen plan şeması gösteren yapı, kare planlı, tonoz geçişli ve dıştan sekizgen kasnaklı kubbeye sahip olan ana bölmesi ile önünde, üzeri üç kubbeye örtülü bir revaktan oluşmaktadır
Osmanlı Mimarisinde ilk revaklı türbedir; Revaklı bölüm, köşelerde yığma ayaklar, ortada iki sütunun birbirine yuvarlak kemerlerle bağlanmasından meydana gelmiştir
Ana yapıdan daha yüksek tutulmuştur
Duvarlar iki dizi taş, bir dizi tuğladan örülmüştür
Zemin tuğla ile kaplıdır
Türbede, ortada Yıldırım Bayezıd, sağında oğlu İsa Çelebi, Hanımı ve ayakucunda kim oldukları bilinmeyen iki sanduka bulunmaktadır

YEŞİL TÜRBE (ÇELEBİ SULTAN MEHMET TÜRBESİ)
Bursa Merkez Yıldırım İlçesi, aynı adla anılan caminin güneydoğusundaki türbe
Osmanlı Dönemi türbeleri içinde en ünlülerindendir
Ayrıcalıkla özelliği, zemin altında asıl mezarların bulunduğu bir bodruma sahip olmasıdır
I
Mehmet Çelebi’nin 1413-1421 sağlığında yapımına başlanmış ve ölümünden 40 gün önce tamamlanmıştır
Mimarı dönemin ünlü mimar ve devlet adamı Hacı İvaz Paşa’dır
Basit bir sekizgen plana sahiptir
Sandukaların bulunduğu zemin kat ile, bunun altından tonozla örtülü bir bodrumdan ve bunları örten bir kubbeden oluşmaktadır
Türbenin dış cepheleri de yeşil çinilerle kaplanmıştır
Ancak birçok kez onarımdan geçtiği için, yapıldığı dönemden kalma özgün çinilerin giriş kapısının solunda kalan yüzde olduğu kabul edilmektedir
ABDULLATİF KUTSİ TÜRBESİ
Bursa’nın doğusunda, Zeyniler Cami’nin güneybatısındaki türbe 15
yüzyılda Sultan II
Murat tarafından yaptırılmıştır
Türbe dışa çıkıntılı kemerin meydana getirdiği küçük bir eyvan görünümlü girişe sahip olup, kare planlı ve tek kubbelidir
Duvarlar, pencere düzeyine kadar moloz taş, pencere düzeyinde sonra iki sıra tuğla ve bir sıra moloz taşla örülmüştür
Pencereler ve giriş kapısı mermer söveli, sivri kemerli, pencerelerin etrafı değişik biçimli zencirek motifi ile çevrilmiştir
Pencere alınlıklarında deniz dalgası, zikzak motifi, tuğla malzeme ile tezyin edilmiş
İki sıralı kirpi saçağın hemen altında tuğladan kuş gagası ve zencirek motifi yer almaktadır
Oldukça yüksek kasnağı iki sıra tuğla, bir sıra kesme taş ve aralarında dikey tek tuğlaların meydana getirdiği bir örgü biçimidir
Türbede altı lahit hücresi olup, dehlizi türbe düzeyini geçmekte ve kapıya kadar uzanmaktadır
Bundan dolayı yapının kapısı önünde bir sahanlık mevcut olabileceği belirlenmiştir
İçeride aktarmalar; baklava motifleri veren bir kuşakla sağlanmış, bu kuşak ve duvarlara kubbe oturtulmuştur
1958 onarım görmüştür
ABDAL MEHMET TÜRBESİ
Abdal Cami’nin karşısında bulunan türbe 1450 yılında Sultan II
Murat tarafından yaptırılmıştır
Giriş kapısı üzerinde mermerden sülüs harflerle Arapça yazılmış, 0,50 x0,80 metre boyutlarında kitabesi vardır
Türbeye Bursa kemeri altında sivri kemerli, beşik tonozlu, kapalı bir eyvandan girilir
Duvarlar, üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş ve aralarında dikey tek tuğla örgülü olup iki sıralı kirpi saçağa sahiptir
Girişteki Bursa kemerinin alınlığı altıgen tuğlalarla tezyin edilmiştir
Sekizgen bir kasnak üzerine oturan kubbenin içeride aktarmaları, üçer püsküllü ve üç sıra stalaktitli köşe trompları ile sağlanmıştır
Alt sırada beş, üst sırada üç pencere ile aydınlanmaktadır
Türbede Abdal Mehmet’e ait bir sanduka bulunmaktadır
ESKİCİ MEHMET DEDE TÜRBESİ
Veled-i Vezir Semtinde inen yolun sağında yer alan türbe, 17
yüzyılda yapılmıştır
Yapının beden duvarları moloz taş ve tuğla örgülüdür
Üzeri tek kubbe ile örtülü iken bugün kubbenin üst kısmı çökmüştür
Türbenin içinde mihrap ve mezar izleri görülmektedir
Yanında birkaç mezar yer almakta olup bunlardan birisi Eskici Mehmet Dede’ye aittir
Eskici Mehmet Dede Amasya’lı olup Bursa’ya yerleşmiş, Bezastanda ticaretle uğraşmış, 17
yüzyılın başında vefat etmiştir
SAĞRICI SUNGUR TÜRBESİ
Bursa Merkez Osmangazi İlçesi, İpek Hanı arkasında türbe, yapı sağrıcı esnafından Sungur adlı birine ait olduğu sanılmaktadır

Duvarları tuğla ve taşla işlenmiş, dikdörtgen planlı, üzeri çatı ile örtülü bir yapıdır
Giriş kapısı kuzeydendir
Günümüzde Bursa Müzesi’nde bulunan ve Sağrıca Sungur’a ait olduğu öne sürülen mezar taşında, dört satır halinde sekiz dize kayıtlıdır

Sağrıcı Sungur’un kendi adıyla anılan mahallede bir mescidi de vardı
Bursa’da sürgün yaşamı süre Şeyhülislam Esiri Mehmet Efendi de öldüğünde, bu mescidin haziresinde gömülmüştü
MOLLA FENARİ KABRİ
Bursa merkez Osmangazi İlçesi’nde, Sultan Yıldırım ve daha sonraki dönemin bilgin ve kadılarından olan Molla Şemsüddin Mehmet Fenari’nin kabri aynı adla anılan caminin kapısı yanında bahçe içindedir
Ölümünde dikilen mezar taşı kaybolmuştur, yerine yeni mezar taşı yapılmıştır
1351 yılında Horasanda doğmuş, ünlü bilginlerden ders almış, öğrenimini tamamladıktan sonra Bursa’ya gelip yerleşmiştir
Yıldırım Beyazıt ve Çelebi Sultan Mehmet döneminde fizik, matematik ve diğer ilim dalları ile ilgilenmiştir
Bahçede ayrıca Molla Fenarı’nin oğul ve kızlarının mezar taşlarıda bulunmaktadır

HACI İVAZ PAŞA TÜRBESİ
Bursa merkez Osmangazi İlçesi, Pınarbaşı Semti, İvazpaşa Sokağı’nda, sekiz taş ayağa oturan açık türbe
Türbe içinde, ünlü mimar ve devlet adamı Hacı İvaz Paşa ile oğlunun mezarları bulunmaktadır
Eskiden iki mezar yan yana ve açıkta iken, sonradan yaptırılan açık türbe altında birleştirilmiştir
Hacı İvaz Paşa’nın mezar taşı, zengin rümilerle işlenmiş olup dört satırlık yazısı vardır
“ İnsan türünün özü, bereketler babası, iyilikler kaynağı İvaz oğlu büyük vezir Ahi Bayezıt oğlu İvaz Paşa (makamları güzel) dokuz zilkada sene (1429)”
KARA MUSTAFA PAŞA TÜRBESİ
Hamza Bey Semtinde, Hamza Bey Cami bahçesinde kuzey yönünde yer alan türbe, II
Bayezıd’ın kızı Hatice Sultan’ın eşi Kara Mustafa Paşa’ya aittir
Kara Mustafa Paşa; Sultan Cem olayında taraf tutmak suçu ile 1483 yılında idam edilmiştir
Kara Mustafa Paşa 1477 tarihli vakfiyesinde; Pazarcık’taki imareti ve Bursa’daki türbesi için İstanbul’a Molla Hüsrev Mahallesi’ndeki hamamı, Mahmut Paşa Mahallesi’ndeki evleri, İnegöl’de Karaca Değirmeni, Doğanca Pazarında iki değirmenli bina gibi br çok yapının gelirini bıraktığına değinmektedir

Kesme taş ve tuğlanın bir arada kullanıldığı, dıştan dışa 9,88 x 9,88 metre boyutlarındaki kare planlı türbenin beden duvarları saçakla sonuçlandırılmıştır
Yapının üzerine içeriden üçgenlerle geçişin sağlandığı, sekizgen kasnağa sahip bir kubbe örtmektedir